20 Haziran 2016 Pazartesi

ÇİLEKLİ KEK


Son yazımı 4 Mayıs tarihinde paylaşmışım.Yani hayatımı altüst eden gün.Muhtemelen herşey o keyifli yazıyı paylaştıktan sonra olmuştur.Oysa ben ne kadar da mutluydum.Elbette hayatımda olumsuzluklar, terslikler oluyordu ama kendimi bu tersliklere kaptırmamayı ve hayatın tadını çıkarmayı başarıyordum.Kızdığım, alındığım anlarda oluyordu ama mazur görmeyi ya da belkide farkında olmadan yapmışlardır demeyi başarıyordum.Hoş bu bir başarı mı yoksa taviz vermek mi tartışılır.Ama ben yoluma devam ediyordum.

Herşey 5 Mayıs günü küçük bir operasyon geçirmemle başladı.Çünkü süprizdi, beklenmeyendi ve 2 yıldır düzenli gittiğim doktorumun görmediğiydi. 4 Mayıs günü gittiğim farklı bir doktor hemen yarın ameliyat dedi ve karar verildi.Önce  anlık bir tereddüt yaşadım ama olmalıydı , beklemek sadece süreci uzatmaktı. Herşey yolunda gitti ve sonuçlarda temiz çıktı şükürler olsun.Ama kırgınlığım tam da bu noktada başladı.Yıllarca yanlarında olduğum insanlar, dertlerini kendi derdim bilip çözümlemelerine yardımcı olduğum eş-dost-akrabalar, her türlü imkanımı uğruna harcadıklarım, değer verdiklerim, ailem bildiklerim, canım dediklerim ....bir geçmiş olsunu çok gördüler.Değil 5 dk uğramak; arayıp kendilerinin ihtiyaçlarını gidermemi istediler...Çok üzüldüm, çok ama çok kırıldım.Kendime ne çok kızdım.Kabullenemedim ve bir türlü hazmedemedim. Herşey koca bir yalanmış ne acı.İnsanlar bencilleşmiş, duyarsızlaşmış ne fena."Vefa" ölmüş , yası bile tutulmadan.Toplumsal çürüme dedikleri tam da bu olsa gerek. Blogda yazdım mı hatırlamıyorum ama ben 2010 - 2012 yılları arasında kıyametin koptuğuna inanıyorum.Yoksa bugün dünya olarak, ülke olarak , mahalle ya da aile ,birey olarak bunları, yani yaşıyor olduğumuz bu kaosu aşmış olurduk.Eskiden herşey çok farklıydı.İnsanlar ve toplumlar yaşanan olaylara karşı duyarlıydı oysa şimdi öylemi...

Kafamın içinde dönüp durdu günlerce olup bitenler ve benim düze çıkmam zor oldu bu sefer.Hayata , insanlara bakış açım değişti. 11 Haziran doğum günümdü ve ben artık bir karar vermeliydim.Hayatıma gereksiz yere girmiş tüm canlıları, bana sadece yük olanları, hep kendini anlatanları, kendini birşey sananları, kara cahil olduğu halde ben bilirimcileri, durmadan bize ait birşeyleri isteyenleri ve bunu kendilerinde hak görenleri hayatımdan çıkarmalıydım.Hayır tüm bu davranışların altında benim birşey anlamadığımı düşünüyor olmaları ve hala ve hala ve hala istemeye fütursuzca devam edebiliyor olmaları sizce de fazlasıyla ironik değil mi?

"Hayat öğretir" demişti yıllar önce sevdiğim bir büyüğüm.Evet hayat öğretiyor insana, artık durması gerektiğini ve sepetinde taşığı (gönüllü taşıdığı) fazlalıkları atması gerektiğini.İnsanlara yardım etmenin çok güzel olduğunu ama bir süre sonra insanların bunu kötüye kullandığını ve artık buna dur demeniz gerektiğini.Oysa bana doğduğum andan beri öğretilen paylaşmanın, alçakgönüllülüğün, yardımseverliğin birer erdem olduğuydu.Evet hala öyle düşünüyorum.Çünkü beni ben yapanlar bunlar.Ama işte incecik bir ayrım var ki onu anlamam için bunları yaşamam gerekiyormuş.

Şimdi günler sonra buradan, tam da bu noktadan baktığımda sadece teşekkür ediyorum onlara; bana nefes almam ve gereksiz yüklerimden kurtulmam için fırsat yarattıkları için.En çok da " öğrettikleri "
için.Tüm bu sürede bana en büyük , en büyük , en büyük desteği veren canım eşim Adem' e teşekkür ediyorum.Asla karşımda olduğunu hissetmedim, hep yanımdaydı hatta zaman zaman arkamdan ittiren de oydu karar verebilmem için ve tabiki Özdemir Bey.Arada tatsız şeyler yaşasam da biliyorum çok şanslıyım.Çünkü hayatıma dokunabilen güzel insanlar var ve ben artık sadece hakedenin hayatına dokunup, yükünü hafifletmeliyim biliyorum.Ve Cemal Süreya' nın dediği gibi

"Hayat kısa
                 kuşlar uçuyor."

Ne çok konuştum değil mi?Artık ağzımızı tatlandırma zamanı geldi de geçiyor bile:)


Malzemeler
- 3 yumurta 
- 1 su bardağı toz şeker
- 3 yemek kaşığı sıcak su
- 1 yemek kaşığı vanilya ekstratı
- 2 yemek kaşığı labne
- 1/2 su bardağı sıvı yağ
- 1 kase doğranmış çilek
- 1+ 1/2 yemek kaşığı buğday nişastası
- un
- kabartma tozu


Yapılışı
  1. Yumurta ve şekeri mikserin yüksek hızında 5 dk kadar çırpın.
  2. Sıcak suyu ekleyip düşük devirde çırpmaya devam edin.
  3. Sıvı  yağı, vanilyayı ve labne peynirini ekleyin.
  4. Un, kabartma tozu ve nişastayı ekleyin.Unu yavaş yavaş ekleyin.Kek hamurunu ne kadar akışkan tutarsanız o kadar yumuşak kekeler elde edersiniz.
  5. Mikseri durdurup doğramış olduğunuz çilekleri kek hamuruna ekleyin ve spatula yardımıyla karıştırın.Kek hamurunu yağlanmış kek kalıbına aktarın.
  6. Önceden 180 dereye ısıtılmış fırında 30 dk pişirin.
  7. Süre sonunda 5 dk tezgahın üstünde beklettiğiniz keki kalıptan çıkarın ve soğuyunca servis yapın.İsterseniz üstüne pudra şekeri serperek veya krema sürerek servis yapabilirsiniz.Afiyet olsun.



Evde olanlarla doğaçlama yapılmış , pandispanya kıvamında nefis çilek kokulu bir kek oldu.Çilekler tükenmeden denemelisiniz.Ağız tadınızın yerinde olacağı bir hafta dileğiyle.
 caferengigul.blogspot.com

6 yorum:

  1. Merhaba... Ilk önce çok çok geçmis olsun.
    Bende arada sirada Blogunuza ugruyor ve yazi yazmadiginizi görünce tahmin etmistim, herhalde bir nedenle Blog dan uzak kaldiniz diye. çok çok geçmis olsun.
    Evet, bir dönem geliyor bos insanlari hayatimizdan çikarma vakti geliyor... Ilk önce kendi kendimize sunu düsünmemiz gerekiyor bence: bende bir insanim, robot degilim.
    Artik hep mutlu olun ve esiniz ile huzurlu günler, aylar, yillar geçirin... Sevgiler.

    YanıtlaSil
  2. Merhaba
    Sevgili Hülya hanım:) Ne güzel yazmışsınız " bende bir insanım, robot değilm" ve gerçekten zaman zaman hayatımıza dahil ettiğimiz gereksiz insanlardan kendimizi arındırmak gerekiyor.
    Blog yazmak büyük keyif benim için .Aslında buraya yazmamış olsamda aklımdan bloga yazılar yazarken yakalıyorum kendimi:)
    Kendinize iyi bakın.Sevgiler.

    YanıtlaSil
  3. merhaba,
    ben tam 20 yıl bu şekilde yaşadım, değişebildim mi hayır, ama hayatımdaki yoranlardan yeterince dersimi aldığıma inanıp vedalaştım.....okurken kendimi buldum...bizler aslında bize nasıl davranılmasını istiyorsak insanlara öyle davranıyoruz..

    saf insan , kötülük yapmayı bilmeyen değil
    bildiği halde yapmayandır.

    yeni güzel tariflerle buluşmak üzere sağlıcakla kalın

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba
      :)
      bencillik bitirecek insanlığı.Bir anlasak bunu aslında herşey çorap söküğü gibi çözülecek.
      Sizin yeni yazılarınızı ve bloguma bıraktığınız güzel yorumları okumak dileğiyle.Sevgiler.

      Sil
  4. Çok geçmiş olsun. Sağlık ve sevgiyle kalın.
    Çetin Poyraz

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim Çetin Bey .Sizi sayfamda görmek beni çok mutlu etti.Sevgiler.

      Sil